Yoksul ve dul bir kadın, 7 yaşındaki kızını geçindirebilmek için çaresiz bir durumdadır. Yaşadığı zorluklara rağmen kızı için güçlü durmaya çalışır. Diğer tarafta, zengin ve güçlü bir iş insanı, ciddi şekilde hasta olan annesinin son günlerini rahat geçirmesini sağlamak için büyük bir mücadele vermektedir. İkisinin yolları, hayatlarının en çaresiz noktalarında kesişir ve aralarında bir anlaşma yapılır: Bir sözleşmeli evlilik. Kadın, bu evlilik sayesinde kızına daha iyi bir gelecek sunabileceğini düşünürken, adam da annesinin dileklerini yerine getirmek için bu düzenlemeye razı olur. Ancak bu birliktelik, başlangıçta bir çıkar anlaşması gibi görünse de, zamanla ikisinin de hayatlarında derin değişimlere yol açar. Birbirlerinden tamamen farklı dünyalara ait olan bu iki insan, paylaştıkları zaman içinde geçmiş yaralarını sarıp birbirlerini anlamaya başlar. Evliliklerinin sınandığı zorlu durumlarla başa çıkmaya çalışırken, ikisi de hem kendilerini hem de birbirlerini keşfeder. Çıkara dayalı başlayan bu bağ, yerini gerçek duygulara bırakır ve bir ailenin, sevgi ve anlayışla yeniden inşa edilebileceğini gösterir. Bu hikâye, fedakarlık, ikinci şanslar ve sevginin iyileştirici gücü üzerine dokunaklı bir yolculuğu anlatır.