Ning Yue, kamu yararına çalışan bir avukat olarak güçlü ve prensipli bir kadındır. Ancak bir kazanın ardından, yıllardır süregelen evliliğinin göründüğü kadar sağlam ve mutlu olmadığını fark eder. Kocası Hu Cheng'in, onu bir yalanlar ve kontrol ağına hapsettiği gerçeği yavaş yavaş gün yüzüne çıkar. Ning Yue, başlangıçta bu durumu kabullenmekte zorlanır, ancak her geçen gün yeni bir gerçeği keşfettikçe kocasının kurduğu manipülasyon sistemini anlamaya başlar. Ning Yue, kocasının ona karşı oynadığı bu akıl oyunlarının kurbanı olmayı reddeder. Pasif bir şekilde bu durumu kabullenmek yerine, kendi hayatının kontrolünü ele almak için harekete geçer. Bu noktada, sadece bir eş olarak değil, bir birey olarak da ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamak zorundadır. Karşılaştığı engeller, onun azmini daha da perçinler. Hikâye, Ning Yue’nin özgürleşme yolculuğunu ve manipülasyona karşı verdiği mücadeleyi anlatırken, izleyiciyi psikolojik bir gerilimle baş başa bırakır. Ning Yue’nin zamanla yarıştığı bu süreçte, izleyiciler "kurbağa kaynar sudan çıkabilecek mi, yoksa farkında olmadan yavaşça ölüme mi sürüklenecek?" sorusunun yanıtını arar. Kadınların güçlenmesine ve özgürleşmesine dair güçlü bir mesaj veren bu hikâye, duygusal yoğunluğu ve sürükleyici kurgusuyla dikkat çekiyor.